Sait TEMUR
BİR ADAY PORTRESİ; BURÇİN BAYKAL
Her seçim önemlidir ancak önümüzdeki yerel Seçimler çok daha önemlidir.
Bunun nedeni ise Türkiye’nin çok partili sistemde ilk seçim olan 14 Mayıs 1950’de yapılan seçimlerde Demokrat Parti’nin (DP) oyların %55’ini alarak iktidar olmasından sonra tüm Seçimler demokratik usüllerle ve eşit koşullarda yapıldı. 24 Haziran seçimlerinden sonra Türkiye’de Parlamenter sistemden Başkanlık sistemine geçildi, Başbakanlık lağvedildi, Cumhurbaşkanı aynı zamanda bir partinin genel başkanı seçildi.
Yeniden Parlamenter sisteme geçişin yolu ise muhalefetin önümüzdeki yerel seçimlerdeki başarısına bağlı.

“YEREL SEÇİMLERDE BAŞARI NASIL SAĞLANIR?”
Darbelerin ve baskıcı iktidarların hedefi olan Cumhuriyet Halk Partisi toplum katmanları ile bağlarını büyük ölçüde kaybetti. Çok değil son üç-dört seçimi ve adayları incelediğimizde hep aynı yüzlerle karşılaşıyoruz. Bu örneğe ilçe ve il kongreleri de dahildir. Genel seçimler olsun, yerel seçimler olsun bu yüzlerden farklı bir aday çıkıp “ben de varım” dediğinde partide kıyamet kopar.
Birbirinin devamı olan bu anlayışın sonucunda Cumhuriyet Halk Partisi 68 yıldır “tek başına” iktidar olamıyor.

“ÖNCE SEN İNANACAKSIN SONRA DA YURTTAŞI İNANDIRACAKSIN”
Gelelim başlıktaki aday portresine;
İstanbul’un Küçükçekmece ilçesinde belediye başkan adaylığı için 20 kişi başvuru yaptı. Aday adaylarının hemen hemen hepsini de tanırım. Her biri de partiye emek vermiş değerli siyasetçilerdir.
Bunlardan biri de 33 yaşındaki genç bir siyasetçi Burçin Baykal…
Burçin Baykal şu anda “aday adayı” aday olur mu olmaz mı bilemem.
Bu parti yönetiminin vereceği bir karar.
“SEÇİM ALANLARDA KAZANILIR”
Burçin Baykal’ı örnek göstermemin nedenine gelince:
Yaklaşık üç ay önce aday adaylığını açıkladığı andan itibaren Küçükçekmece’nin mahalle ve sokaklarından çıkmıyor.
Toplumun her kesimiyle görüşüyor, daha çok da dinliyor.
Burçin Baykal ne anlatıyor? Aday adayı olduğu partisini anlatıyor, özenle hazırlanmış projelerini anlatıyor. Üstelik yukarıda söylediğim CHP’nin unuttuğu veya ihmal ettiği kesimlerle konuşuyor.

Şu gerçeği unutmamak gerekiyor. CHP’nin oy oranı belli. Bu oy oranı da iktidar olmaya yetmiyor. Baykal da kendisine hedef olarak CHP’ye mesafeli olan kitlelere gidiyor. Yani siyaseti ilçe merkezinde veya seçim ofislerinde değil “oy kullanacak” yurttaşların içinde yapıyor.

İTHAL ADAY!
Burçin Baykal “Zafer İnananlarındır” sloganının altını dolduran özgüven sahibi genç bir siyasetçi. Aynı zamanda gençlere de rol modeli oluyor. Küçükçekmece tarihinde ilk kez 33 yaşında bir siyasetçi “Emaneti Geri Alacağız” diyor ve karşılık da buluyorsa bundan kazançlı çıkacak olan kuşkusuz Cumhuriyet Halk Partisidir.

“İTHAL ADAY TARTIŞMASI”
Burçin Baykal İstanbul’da CHP’nin elinde olan 14 ilçe ve kazanması daha garanti olan bir ilçede değil de AKP’nin güçlü olduğu Küçükçekmece’de partisini iktidara taşıma mücadelesi verirken yine partisinden şu sözü sıklıkla duyuyor; “İthal Aday…” oysa bir başka ülkeden gelmeyen Burçin Baykal da İstanbul’da yaşayan bir insan… Burçin Baykal’ı “İthal Aday” olmakla suçlayanların ise ne yazık ki bir başarı öyküleri yok. Sadece birbirleriyle yarışmışlar.

EMEKLİLERİN KIRMIZI KARTI

“İTHAL! ÖRNEKLER”
Grup Başkanvekilimiz Engin Altay Sinop Milletvekili değil miydi.
İstanbul 3. Bölge Milletvekilimiz Mehmet Bekaroğlu Rize Milletvekili değil miydi?
İstanbul 2. Bölge Milletvekilimiz Sezgin Tanrıkulu Diyarbakır Baro başkanı değil miydi?
İstanbul 2. Bölge Milletvekilimiz Ali Şeker bir önceki dönem 3. Bölge Milletvekili değil miydi?
İstanbul 2. Bölge Milletvekilimiz ve genel başkan yardımcımız Yunus Emre Bakırköy gençlik kolu başkanı değil miydi? Hepsi de başarılı siyasetçiler.
Örnekleri çoğaltmak mümkün ancak bunun bir faydası yok.
Derdimiz iktidar olmak mı, muhalefet de kalmak mı?
Bütün mesele bu…

Son olarak bir tavsiye;
CHP yerelde başarılı olup iktidara yürümek istiyorsa her ilçeye bir Burçin Baykal benzeri adaylar bulmak zorundadır.
İster İthal deyin ister yerli…