TORUNLARIN DA ÜSTÜNÜ ÖRTTÜLER
CHP İstanbul Milletvekili Süleyman Çelebi ve CHP İzmir Milletvekili Musa Çam İstanbul Mecidiyeköy’de yapımı devam eden Torun Center’da yaşanan asansör faciası ve yaşamını yitiren 10 işçiye ilişkin Savcılığın verdiği takipsizlik kararına tepki gösterdiler.
MECLİSTE BASIN TOPLANTISI DÜZENLEDİLER

TBMM’de düzenledikleri basın toplantısında konuşan Süleyman Çelebi ve Musa Çam yolsuzlukları aklayan, sorumluların üzerini örten hukuk sistemini tanımadıklarını söylediler
YOLSUZLUKLARDAN, 17 ARALIKTAN, SOMA’DAN TORUNLARA HUKUK SERMAYENİN TAHAKKÜMÜNDEDİR!
Mecidiyeköy’de 10 işçinin yaşamını yitirdiği Torun Center’daki asansör faciasına ilişkin yürütülen soruşturma tamamlandı. İddianamede 25 kişi hakkında taksirle ölüme sebebiyet vermek suçlamasıyla iki buçuk yıldan 22.5 yıla kadar hapis cezası istenirken, proje sahibi Torunlar GYO yönetimi hakkında ise takipsizlik kararı verildi.
FİRMA KAZADAN ÖNCE UYARILMIŞ

Torunlar Center, 10 inşaat işçisinin asansör kazasında yaşamını yitirmesiyle gündeme gelmiş fakat daha öncede benzer kazaların yaşandığı, iş güvenliği açısından çalışmaya uygun görülmeyen, onlarca uyarıya rağmen çalışmaya devam eden bir inşaat firması.
İŞ CİNAYETİNDEN HUKUK CİNAYETİNE
Torunlar inşaat hakkında verilen takipsizlik kararı bir hukuk cinayetidir. İş cinayetinden hukuk cinayetine giden bir karardır.
Türkiye’de hukuk adaleti sağlamak yerine güçlüyü, sermayeyi, yandaşı korumak için varlık göstermektedir. Bu karar hukuk sisteminin nasıl bir noktada olduğunun kanıtıdır. Hukuk belirli siyasal düşüncede varlık gösterenleri, yandaşları, yolsuzluk iddialarını aklayarak adalet sisteminin işlemediğini göstermiştir. 17 Aralık süreci, ayakkabı kutularındaki paralar, evlerdeki para sayma makinaları bu hukuk sistemi tarafından aklanmış, üzeri örtülmüştür.
Biz bu hukuk sistemini tanımıyoruz!
HUKUK ARTIK SERMAYENİN TAHAKKÜMÜNDEDİR
Soma’dan Torunlara “hukuk” sermayenin tahakkümündedir.
Neden mi ölüyoruz?
İnşaat sektöründe yükselen gökdelenlerden beslenen AKP iktidarı, iktidarını ve büyüyen ekonomisini işçi ölümleri üzerinde yükseltiyor.
Bu iktidarın her adımında işçilerin, emekçilerin kanı bulunmaktadır. Kanla beslenenler, kaybedilen canların hesabını verecektir.
Türkiye’de iş güvenliği açısından uygun bulunmayan, yargı kararıyla durdurulan inşaatlar, çalışmaya devam edebiliyor, Cumhurbaşkanının, Başbakanın yargı kararlarını tanımadığı ülkemizde şirketlerde yargı kararlarını tanımıyor! İşçiler ölüyor, kan parasıyla yoksul aileleri kandırmaya kazaların üzerini örtmeye çalışıyorlar.
Bu ülkede insan kanı satılık mıdır?
Satın almaya çalışıyorlar!
CHP’NİN TEKLİF VE ÖNERGELERİ YOK SAYILDI
Torunlar şirketi, maden şirketleri, doğayı katleden sermaye şirketleri hukukun, Cumhurbaşkanının koruması altındadır. Yandaşlara adeta koruma zırhı getirilmiştir. Yoksul, işçi, emekçi ölürken şirketler dokunulmazlık zırhıyla büyümeye devam ediyor!
İş cinayetlerinin katliam boyutuna geldiği bir dönemde, ne bakanlıklar ne hükümet sorumluluğunu yerine getirmektedir.
İş sağlığı ve güvenliği sisteminin değiştirilmesi, denetimlerin arttırılması, denetimden geçemeyen iş sahalarının kapatılması, ölümlerin durdurulası için attığımız tüm adımlar karşılıksız kalmıştır. Bu konuda verdiğimiz onlarca kanun teklifi, araştırma önergesi yok sayılmıştır.
ANAYASA MAHKEMESİNE ÇAĞRI
İş Sağlığı ve Güvenliği Yasası CHP grubu tarafından Anayasa Mahkemesine götürülmüştür.
Anayasa Mahkemesini göreve çağırıyorum.
İş Güvenliği yasasının iptali için Anayasa Mahkemesi gereğini yapmalıdır.
İş cinayetlerinin sorumluları, bu cinayetin ortakları bellidir.
Ve cinayet ortakları birbirlerini kollamaktadır. Hükumeti, Çalışma Bakanını katliama dönüşen iş cinayetlerine son vermek için göreve çağırıyorum.
Torunlar inşaattaki bilirkişi raporuna rağmen verilen takipsizlik kararı ne yazık ki tarafsız bir karar değildir. Bu anlamda bu kararla bundan sonra ki iş cinayetlerine de hukuk ortak edilmeye çalışılmaktadır.
Bizler bu hukuk dışı kararı tanımıyoruz!
Bu kararı tanımak iş cinayetlerine ortak olmaktır.

EMEKLİLERİN KIRMIZI KARTI