SON DAKİKA

Haberertesi

CHP SORUMLULUĞUNU BİLİYOR

CHP SORUMLULUĞUNU BİLİYOR
Bu haber 15 Kasım 2015 - 12:08 'de eklendi ve 397 views kez görüntülendi.

MUHALEFET, TOPLUMUN VERDİĞİ KREDİYİ İYİ KULLANAMADI
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu. SÖZCÜ Gazetesi Ankara Temsilcisi Saygı Öztürk’ün sorularını yanıtladı. 1 Kasım sonuçlarını değerlendiren Kılıçdaroğlu, “muhalefetteki partiler iyi bir sınav veremediler. Toplumun kendilerine açtığı krediyi iyi kullanamadı” dedi.
İşte o söyleşinin tam metni:
“GE­LE­CEK KAY­GI­SI YA­RA­TIL­DI”
Ge­rek 7 Ha­zi­ran, ge­rek­se 1 Ka­sım se­çim bil­dir­ge­le­ri­miz si­ya­si par­ti­ler ta­ra­fın­dan ör­nek alın­dı. Bu Cum­hu­ri­yet ta­ri­hin­de bir ilk­tir. Bu du­rum ay­nı za­man­da CHP’­nin top­lu­mun so­run­la­rı­na sağ­lık­lı yak­laş­tı­ğı­nı, bek­len­ti­le­ri­ne uy­gun çö­züm öne­ri­le­ri ge­tir­di­ği­ni de gös­te­ri­yor. 7 Ha­zi­ran son­ra­sı Tür­ki­ye bi­linç­li ola­rak ge­ri­lim or­ta­mı­na sü­rük­len­di. Bu sü­reç­te AK­P’­ye en bü­yük des­te­ği PKK ver­di. Ge­ri­lim or­ta­mı­nı tır­man­dır­dı. Ay­nı şe­kil­de IŞİ­D’­in An­ka­ra­’da­ki can­lı bom­ba ey­le­miy­le top­lum fark­lı bir bek­len­ti­nin içi­ne so­kul­du. Top­lum ken­di gün­lük ga­ile­le­rin­den arın­dı­rıl­dı ve cid­di bir ge­le­cek kay­gı­sı ya­ra­tıl­dı. So­nuç­ta 1 Ka­sı­m’­da 7 Ha­zi­ra­n’­a gö­re çok fark­lı bir tab­lo or­ta­ya çık­tı.
“BEK­LEN­Tİ­MİZ GER­ÇEK­LEŞ­ME­Dİ”
Aday­la­rın yüz­de 85’i ön se­çim­le be­lir­len­di. Sı­nır­lı kon­ten­jan kul­lan­dık. Ta­ba­nın is­tek­le­ri­ne uy­gun po­li­ti­ka­lar ge­liş­tir­di­ği­miz­den kim­se­nin bir şüp­he­si ol­ma­sın. Or­ta­ya çı­kan se­çim tab­lo­su bi­zim bek­len­ti­le­ri­mi­zi ger­çek­leş­tir­me­di. Bu­nun bi­zim dı­şı­mız­da­ki bel­li bi­lim in­san­la­rı ta­ra­fın­dan da de­ğer­len­di­ril­me­si ge­re­kir. Biz de­ğer­len­dir­me­yi, öze­leş­ti­ri­yi, ne­re­ler­de ne ek­si­ği­miz ol­du­ğu­nun de­ğer­len­dir­me­si­ni ya­pı­yo­ruz ama ob­jek­tif ola­rak ola­yı ana­liz eden ra­por­la­ra ih­ti­ya­cı­mız var. Bu ko­nu­da bel­li çev­re­ler ça­lı­şı­yor, on­la­rın ra­por­la­rı­nı da in­ce­le­ye­ce­ğiz. Ba­zı isim­le­rin kon­ten­jan ada­yı ola­rak yer al­ma­ma­sı eleş­ti­ril­di. Kon­ten­ja­nı­mız sı­nır­lı. Ba­zı MYK üye­le­ri ve Par­ti Mec­li­si üye­le­ri­mi­zi de aday ola­rak gös­te­re­me­dik. Tü­zük de­ği­şik­li­ği ger­çek­leş­ti­rip kon­ten­jan hak­kı­nı bir kez kul­la­na­nın ikin­ci kez kon­ten­jan­dan aday gös­te­ril­me­ye­cek. Ta­ba­na gü­ven ve­ren, TBMM’­de ba­şa­rı gös­te­ren­ler ön se­çi­me gi­rip ge­lir. Böy­le bir de­ği­şik­lik ger­çek­leş­ti­rir­sek ‘Ben MYK’­ya gir­dim, mil­let­ve­ki­li se­çi­li­ri­m’ al­gı­sı­nı da or­ta­dan kal­dır­mış olu­ruz.
“PAR­Tİ­NİN SA­ĞA KAY­DI­ĞI YOK”
Ba­zı aday­lar ne­de­niy­le par­ti­mi­zin sa­ğa kay­dı­ğı­na iliş­kin eleş­ti­ri­ler var. Ta­ma­men duy­gu­sal bir söy­lem. Par­ti­nin sa­ğa kay­dı­ğı fa­lan yok. Par­ti ken­di çiz­gi­sin­de, dün­ya­da­ki de­ği­şi­me pa­ra­lel ola­rak de­ği­şe­rek yol alı­yor. Bi­zim se­çim bil­dir­ge­miz or­ta­da. Se­çim bil­dir­ge­miz eğer ge­niş halk kit­le­le­ri­nin, dü­şük ge­lir­li­le­rin, or­ta ge­lir­li­le­rin so­run­la­rı­na çö­züm üret­mi­yor­sa, sa­de­ce bir grup üst sı­nı­fın so­run­la­rı­na çö­züm üre­ti­yor­sa ‘par­ti sa­ğa kay­dı­’ di­ye­bi­li­riz. Ama par­ti­nin prog­ra­mı, tü­zü­ğü, se­çim bil­dir­ge­le­ri bi­zim ger­çek an­lam­da sos­yal de­-mok­rat bir par­ti ol­du­ğu­mu­zu or­ta­ya ko­yu­yor. Bu­nu yal­nız biz de­ğil, ba­ğım­sız çev­re­ler söy­lü­yor­lar za­ten. Eğer siz sağ ve sol kav­ra­mı­nı ki­şi­ye in­dir­ger­se­niz, o za­man ki­şi­sel bek­len­ti­le­ri­niz kar­şı­lan­ma­dı­ğı için böy­le bir eleş­ti­ri ya­pı­yor­su­nuz de­mek­tir. Geç­miş­te sa­ğa oy ve­ren bi­ri­nin CHP’­ye gel­me­si, üye ol­ma­sı, prog­ra­mı­nı, se­çim bil­dir­ge­si­ni be­nim­se­me­si, bi­zim yap­ma­mız ge­re­ken bir şey as­lın­da. Bı­ra­kın öte­le­me­yi, dı­şa­rı­da tut­ma­yı, tam ter­si­ne on­la­rı ka­zan­ma­mız ve par­ti­ye ge­tir­me­miz ge­re­ki­yor. Ola­ya böy­le bak­mak la­zım.
“BA­ŞA­RI OLA­RAK GÖR­ME­DİM”
Se­çim ön­ce­si bü­tün araş­tır­ma şir­ket­le­ri­ par­ti­mi­zin oy ora­nı­nı 25-28 ban­dın­da gös­te­ri­yor­du. Ama be­nim bek­len­tim yüz­de 30 çı­ta­sı­nın aşıl­ma­sıy­dı. O za­man psi­ko­lo­jik eşi­ği aş­mış ola­cak­tık. Bu ger­çek­leş­me­di. 7 Ha­zi­ran se­çi­mi son­ra­sı Tür­ki­ye fark­lı bir gü­ven­lik bek­len­ti­si­ne so­kul­du. Bu ne­den­le MHP ve HDP’­de oy ka­yıp­la­rı ol­du, biz­de ise art­tı. Bu­na rağ­men ‘o­yu­muz art­tı, ba­şa­rı­lı ol­du­k’ de­me­yi doğ­ru bul­ma­dım, bu­nu da ba­şa­rı ola­rak gör­me­dim.
“İN­SAN­LAR CAN DER­Dİ­NE DÜŞ­TÜ”
7 Ha­zi­ran ön­ce­si ve son­ra­sı tab­lo çok fark­lı. 400’e ya­kın po­lis, as­ker, va­tan­daş ha­ya­tı­nı kay­bet­ti. En bü­yük kat­li­amı An­ka­ra­’da ger­çek­leş­tir­di­ler. PKK ve IŞİD açık­ça bu bağ­lam­da te­rö­rü az­dı­ra­rak hü­kü­me­te des­tek ol­du­lar. Hü­kü­met­ de te­rö­rü ge­rek­çe ola­rak kul­lan­dı. Bu at­mos­fe­rin iyi tah­lil edil­me­si la­zım. 100 ki­şi­nin ha­ya­tı­nı kay­bet­ti­ği te­rör ey­le­min­de si­zin eko­no­mik va­at­ler­de bu­lun­ma­nı­zın bir an­la­mı kal­maz. Va­tan­daş can der­din­de çünkü.
“İS­Tİ­FA­YI HİÇ DÜ­ŞÜN­ME­DİM”
Oy ora­nı­mı­zın net­leş­me­sin­den son­ra is­ti­fam konuşuldu. Açık­ça­sı is­ti­fa et­me­yi ak­lım­dan ge­çir­me­dim. CHP’­yi di­ğer par­ti­ler­le kı­yas­la­ma­mak ge­re­ki­yor. De­mok­ra­tik ku­ral­lar ne­yi ge­rek­ti­ri­yor­sa bu­nun ge­re­ği ye­ri­ne ge­ti­ri­lir. Ola­ğa­nüs­tü ku­rul­tay ta­lep­le­ri ol­du. Bi­zim ku­rul­tay sü­re­ci­miz za­ten baş­la­mış­tı. Ocak ayın­da se­çim ya­pı­la­cak. Ku­rul­ta­ya ola­ğa­nüs­tü de git­se­niz, nor­mal iş­le­yi­şin­de de git­se­niz bü­yük bir ola­sı­lık­la ocak ayın­da ku­rul­tay top­la­na­cak. Se­çim ön­ce­si de is­ti­fa et­me­yi doğ­ru bul­mam. Ye­ni­den aday ola­ca­ğım.
“CHP’­NİN AK­P’­DEN FAR­KI VAR”
AK­P’­de Re­cep Tay­yip Er­do­ğan, kon­gre top­lan­ma­dan ge­nel baş­ka­nın kim ola­ca­ğı­nı açık­la­dı. AK­P’­nin ku­rul­ta­yı ya­sa gereği şek­len ya­pı­lı­yor. De­mok­ra­si­nin iş­le­me­di­ği­ni gör­mek için AK­P’­ye bak­ma­nız ye­ter­li. De­mok­ra­tik ku­ral­la­rın iş­le­di­ği de CHP’­de gö­rü­lür. Ku­rul­ta­ya gi­dil­di­ğin­de aday­lar çı­ka­cak, ko­nu­şa­cak, he­def­le­ri­ni an­la­ta­cak. Ka­za­nan ki­şi de ge­nel baş­ka­nı­mız ola­cak, ba­şa­rı­sı için he­pi­mi­zin des­tek ol­acağız.
“SANSÜR YAYGINLAŞIYOR”
“Nor­mal­de G-20, Tür­ki­ye­’nin ta­nı­tı­mı açı­sın­dan çok önem­li bir top­lan­tı. Fa­kat med­ya­ya, ba­sın öz­gür­lü­ğü­ne ge­ti­ri­len kı­sıt­la­ma­lar bir an­lam­da G-20’ye göl­ge dü­şür­dü. Her gün şe­hit ce­na­ze­le­ri­nin gel­di­ği bir ül­ke­de G-20 top­lan­tı­sı ya­pı­lı­yor. Di­ğer ül­ke­ler ta­nı­tım için bu­nu iyi kul­lan­dı­lar. Biz­de G-20 top­lan­tı­sın­da, bü­tün dün­ya ba­sı­nı med­ya­ya ge­ti­ri­len kı­sıt­la­ma­yı ko­nuş­tu. Bu da Tür­ki­ye­’nin ken­di aya­ğı­na kur­şun sık­ma­sı an­la­mı­na ge­li­yor. Bu­nu ka­pat­mak için de Da­vu­toğ­lu ‘Tür­ki­ye­’yi şi­ka­yet et­me­yin zor du­ru­ma dü­şür­me­yi­n’ di­ye açık­la­ma ya­pı­yor. Bu tab­lo­yu ya­ra­tan siz­si­niz.”
“AKP ÜLKEYİ YÖNETEMEZ”
“AKP, se­çim­ler­de tek ba­şı­na ik­ti­da­ra gel­di ama Tür­ki­ye­’yi yö­ne­te­me­z” di­yen Kı­lıç­da­roğ­lu, ik­ti­dar par­ti­si­nin meş­ru­iye­ti­nin bir­çok çev­re­de sor­gu­lan­dı­ğı­nı be­lir­te­rek söz­le­ri­ni şöy­le sür­dür­dü:
“AKP, de­mok­ra­si­yi as­kı­ya alıp bas­kı­cı bir yö­ne­ti­mi sür­dü­rü­yor. AKP ar­tık ‘dev­let par­ti­si­’ ko­nu­mu­na gel­miş­tir. Va­li­siy­le, kay­ma­ka­mıy­la, em­ni­yet mü­dü­rüy­le, bü­tün kad­ro­la­rıy­la son se­çim­de AKP için ça­lış­tı­lar. Muh­tar­lar kay­ma­kam­lar ara­cı­lı­ğıy­la bas­kı al­tı­na alın­dı, AKP pro­pa­gan­da­sı­na zor­lan­dı. Med­ya üze­rin­de­ki bas­kı­lar gi­de­rek ar­tı­rıl­dı. Bel­li çev­re­le­re yo­ğun bas­kı­lar ya­pıl­dı. Hat­ta AK­P’­yi eleş­ti­ren­ler ölüm­le teh­dit edil­di.”
“UMUTSUZLUĞA YER YOK”
Kemal Kılıçdaroğlu, önümüzdeki süreçte de CHP’nin doğruları söylemeye ısrarla devam edeceğini söyledi. 1 Kasım seçimlerinin ardından bel­li çev­re­ler­de umut­suz­luk belirdiğini kaydeden Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Ama şu­nu söy­le­ye­yim: Hiç kim­se umut­suz­lu­ğa ka­pıl­ma­sın. Yüz­de 49’un kar­şı­sın­da yüz­de 51 var. Yüz­de 51 umut­suz­lu­ğa dü­şü­yor­sa, so­run o za­man yüz­de 51’de. Umut­suz­lu­ğa ka­pıl­ma gi­bi bir dü­şün­ce ol­ma­ma­lı. Emek­çi ke­sim­ler, ba­sın öz­gür­lü, hu­ku­kun üs­tün­lü­ğü açı­sın­dan mü­ca­de­le­mi­zi sür­dü­re­ce­ğiz. Sür­dür­mek zo­run­da­yız.”
“CHP YÜZDE 51’İN SORUMLULUĞUNU ÜSTLENDİ”
Meclis, haftaya çalışmaya başlayacak. Peki, anamuhalefet partisinin önceliği ne olacak? CHP lideri, soruya şu yanıtı verdi: Yüzde 51’in sorunlarını parlamentoda dile getirecek tek parti biziz. Üzerinde ilk duracağımız konu yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığı… Basın özgürlüğü ve demokrasi için gelecek her tasarıyı destekleriz
“TABANIN İSTEDİĞİ DEĞİŞİKLİKLERİ GERÇEKLEŞTİRECEĞİZ”
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, kurultayda “tabanın istediği değişikliklerin” mutlaka gerçekleştirileceğini belirtti, herkesin sustuğu bir ortamda CHP’ye daha büyük görev düştüğünü söyledi. Kılıçdaroğlu, “AKP, herkesin hükümeti övdüğü bir düzen istiyor. Böyle bir düzen Türkiye’de hiç olmayacak” diye konuştu.
CHP’nin Atatürk çizgisinden uzaklaştığına ilişkin yorumlara tepki gösteren Kılıçdaroğlu, SÖZCÜ’nün sorularını şöyle cevaplandırdı:
“ATATÜRK ORTAK DEĞERİMİZDİR”
– Atatürk konusunda şunu gayet açık ve net söyleyeyim: Ben, 12 Eylül darbesinin lideri Kenan Evren’in baktığı gözle Atatürk’ e bakmıyorum. Ülkenin bağımsızlığı için mücadele eden, refahın tabana yayılması için ekonomi, sanayi, bilim politikalarını bunun üzerine inşa eden, dış politikada ülkenin çıkarlarını her şeyin üstünde tutan, bilime bilgiye koşulsuz önem veren, çağdaş eğitimi bir ülkenin demokratikleşmesi açısından en önemli faktör gören bir anlayıştır Kemalizm. Ben Atatürk’ten bunu anlıyorum.
– Mustafa Kemal Atatürk’ü çağdaş değerlerin temsilcisi ve Türkiye’yi çağdaş değerlerle paralel götürebilecek bir düşünce akımı olarak görüyorum. Bizim üniversitelerimizde, okullarımızda Atatürkçülük bu bağlamda öğretilmiyor. Sorun da oradan kaynaklanıyor. Ben Mustafa Kemal Atatürk’ü bu toplumun ortak paydası olarak değerlendiriyorum. Ortak payda, ortak değerimizdir. Toplumun her kesiminin siyasi görüşü ne olursa olsun önem vermesi gereken bir değerdir.
ELEŞTİRECEK KİMSE KALMADI
– Türkiye’de işçi, işveren ve çoğu memur sendikaları, sivil toplum kuruluşları, medyanın önemli bir bölümü iktidarın kontrolünde. Dolayısıyla toplumda söz söyleyecek ya da iktidarı eleştirecek siyasal partiler dışında başka duyarlı organların olmaması için her türlü çaba gösterildi ve sonuç da alındı. Demokrasimizin zafiyet açısından en kritik noktası da budur.
– Bu ülkenin aydınları, geleceği düşünen, kaygılarını şu veya bu çerçevede dile getirenler kendilerini çok yalnız hissetmeye başladı. Aydın herkesi eleştirebilir, her siyasi partiye eşit mesafede durmak isteyebilir. Ama en azından kendi dile getirdiği doğrularını özgürce söyleyebileceği bir ortam istiyor. Türkiye’de bu ortam kayboldu.
“DEMOKRASİYİ ASKIYA ALDILAR”
– Bu gerçekleri sadece biz değil, bütün Batı dünyası da görüyor. Daha garip olanı Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun bazı sivil toplum örgütleriyle yaptığı 7 saatlik toplantıda ‘Türkiye’yi dışarıya şikayet etmeyin, küçük düşürmeyin’ sözleridir. Başbakan ‘Siz hükümeti eleştirmeyin ki dışarıdakilerde bizi eleştirmesin’ demek istiyor. ‘Siz hükümeti eleştirmeyin’ dediğiniz andan itibaren demokrasiyi askıya alıyorsunuz demektir. Bunlar, herkesin, hükümeti övdüğü bir düzen istiyor. Böyle bir düzen Türkiye de hiç olmayacak.
– Yeni dönemde CHP’nin sorumluluğu çok arttı. CHP sadece CHP’ye oy veren vatandaşların değil, yüzde 51’lik toplum kesiminin tamamının sorumluluğunu üstlenmiştir. Tamamının sorunlarını parlamentoda dile getirecek olan tek partidir.
“HÜKÜMETİN ARKA BAHÇESİ OLDU”
– Anayasa değişiklikleri gündeme geldiğinde ilk üzerinde duracağımız yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığı olacak. Yargının bağımsız olmadığı ülkede demokrasiden, özgürlükten, insan haklarından söz edemezsiniz zaten. Hükümetin arka bahçesine dönüşen bir yasama organı ülkemize insan hakları, demokrasi, demokratikleşme bağlamında beklediğimiz şeyleri getiremez.
– TBMM’ye büyük görev düşüyor. Hükümetin arka bahçesine dönüşmeden Türkiye’nin demokratikleşmesi, örneğin yüzde 10 seçim barajının kaldırılması, lider sultasının kaldırılması, YÖK’ ün kaldırılması da önceliklerimiz arasında olmalıdır.
– Türkiye’de gelir dağılımının geniş halk kitlerini rahatlatacak bir sürece çevrilmesi, basın özgürlüğü, demokratikleşme açısından gelecek olan tasarılara destek veririz. Bu konuda diğer muhalefet partileri işbirliği isterlerse kuşkusuz o işbirliğini de yapmaya hazırız. Çünkü sonuçta ülke bizim ülkemiz. Bu ülkede insanlar gelecek kaygısı taşımamalı.
“PARTİDE DEĞİŞİM SÖZÜ”
– Biz oy kaybetmememize karşı içimizde ciddi bir özeleştiri yapıyoruz. Herkes görevini yaptığı sürece bir sorun yok zaten. Ama biz nasıl genel merkez olarak oturup bir özeleştiri yapıyorsak, her ilin de kendi özeleştirisini yapması lazım. Bunu il başkanı arkadaşlarıma da söyledim.
– Onlardan ayrıca önümüzdeki süreçte rapor da isteyeceğiz. Hangi sorunla karşılaştılar? Önlerindeki ciddi engel neydi? Bir anket hazırladık ve bunu önümüzdeki süreçte gönderip illerden bilgi alacağız. Bakalım iller ne söyleyecekler, bunları da göreceğiz.
– Sayın Murat Karayalçın’ı, İstanbul İl Başkanlığı’na geçici olarak görevlendirmiştik. Kendisiyle görüşeceğim, eğer aynı görevi sürdürmek istiyorsa sürdürebileceğini söyleyeceğim. “Hayır ben bırakmak istiyorum’ derse durum farklı olacak. İl Başkanlığı için bildiğim 3-4 aday var. Onlar da çalışıyorlar.
– Önümüzdeki kurultayda tabanın beklediği değişimi yapacağım. Tabanın ne istediğini biliyorum. Bunlar bir şekliyle il başkanları, üyeler, partiye sempati duyan, oy veren değişik çevreler önerilerini aktarıyorlar. O önerileri dikkate alacağım.
“SORUNLARIN SORUMLUSU AKP’DİR”
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, Güneydoğu’da yaşanan olaylar ve şehitlerin gelmesinin de hükümetin yanlış politikasının sonucu olduğunu belirtti ve şu ifadeleri kullandı:
“Gelen her şehidin sorumlusu AKP hükümetidir. Oralar cephaneliğe dönüştürülürken sadece seyrediyorlardı. İzledikleri politikanın yanlışlığını defalarca söyledik. Bir ilçede 12 gün sokağa çıkma yasağı çok ağır bir ceza. Bu tablo vahim bir tablo. Diyalize gidecek insan beyaz bayrakla gidiyorsa ciddi bir sorun var demektir. Sorunu yaratanın cezalandırılmalı.”
Kılıçdaroğlu, 1 Kasım sonuçları için ise, “7 Haziran seçimi sonrası muhalefetteki partiler iyi bir sınav veremediler. Toplumun kendilerine açtığı krediyi iyi kullanamadılar. 1 Kasım’daki tabloyu bir yerde muhalefet kendisi hazırladı. Gerçek milli irade 7 Haziran’da ortaya çıkan iradedir. 1 Kasım’da ki tabloyu ise güvenlik endişeleriyle gelecek kaygısı üzerine inşa edilen bir tablo olarak görmek lazım” dedi.
image

Etiketler :
POPÜLER FOTO GALERİLER
SON DAKİKA HABERLERİ
İLGİLİ HABERLER
SON DAKİKA