SON DAKİKA

Haberertesi

CHP HAKKINDA ÇARPICI BİR ANALİZ

CHP HAKKINDA ÇARPICI BİR ANALİZ
Bu haber 19 Kasım 2015 - 13:52 'de eklendi ve 517 views kez görüntülendi.

CHP’NİN ÖRGÜTSEL SORUNU
İstanbul Kültür Ü. Öğretim Üyesi ve Eski CHP Gençlik Kolları Genel Başkanı Doç. Dr. Yunus Emre’nin kaleme aldığı yazı, son dönemlerde CHP ile ilgili yapılan en önemli tahlilleri içeriyor.
CHP bir seçimden daha mağlup ayrıldı. CHP için sorunun kaynağı nerede sorusu herkesin gündeminde. Cevaplar muhtelif. Kimilerine göre ideoloji; kimilerine göre örgüt; kimilerine göre ise liderlik CHP’nin temel sorunu.
KAPSAMLI BİR ARAŞTIRMA SONUCU ORTAYA ÇIKAN DEĞERLENDİRME
CHP’nin örgütlenme sorunu hakkındaki bu yazı içinde düşeceğimiz notlar bir bilimsel araştırma projesi kapsamında beş ilde yürüttüğümüz bir araştırmada elde edilen bulgu ve gözlemlere dayanmaktadır.
“SİVİL TOPLUMDAN KOPUK”
Örgütlenme sorununda en önemli unsur partiye gidip gelenler ya da başka bir deyişle partinin aktif destekleyicileriyle ilgili. CHP örgütü sivil toplumdan ve ekonomik yaşamdan kopuk. Bu nedenle örgüt seçmenle parti arasında aracılık rolünü üstlenemiyor. Parti içinde emekliler ve yaşlılar ağırlıklı. Partinin sivil toplumla, meslek kuruluşlarıyla, sendikalarla teması ve işbirliği çok sınırlı. CHP’liler için siyaset avukat yazıhanelerinde, mali müşavir ofislerinde particiler arasında dönen bir oyundan ibaret denilebilir.
“SEÇMEN VE ÜYE ZITLIĞI”
Gözlemlenen ikinci sorunlu alan partinin seçmenleriyle üyelerinin örtüşmemesi. Parti örgütü genel olarak partili seçmenlerin küçük bir örneği karakterini taşımaktan uzak. Bu nedenle parti içinde küçük grupların hâkim olduğu ve bu hâkimiyetin başka kesimleri dışlama özelliği taşıdığı görülüyor. Bu hâkim gruplara rengini veren unsur kimi zaman memleket, kimi zaman mezhep kimi zaman etnik köken olabiliyor. Aynı kökenden gelen insanların kökenlerini dayanışma unsuru olarak görmesi/kullanması diğerlerini rahatsız ediyor. Bu sebeple de parti yeni kesimlere açılamıyor.
“ALANLAR SINIRLI”
Partiye üyelerin destek verebilecekleri alanlar ve kanallar sınırlı. CHP örgütleri üyelerine düzenli siyasal faaliyetlere katılım gösterebilecekleri düzlemler sunamıyor. Örgütler eylem, protesto ya da gösteri gibi siyasal katılım unsurlarını sıklıkla kullanmıyor. CHP’ye destek daha çok partinin seçim kampanyasına katılımla sınırlı oluyor. Özetle CHP örgütünün hem dışarıya kapalı bir karakter taşıdığını hem de kendi içinde katılım ve kaynak mobilizasyonu kapasitesinin oldukça sınırlı olduğunu not etmek gerekiyor. Bu durumu partinin gelirleri üzerinden de izlemek mümkün. 2013 yılında partinin gelirleri içinde üye aidatlarının oranı sadece yüzde 0.42. Ayrıca parti içi eğitim bir siyasal sosyalleşme aracı olarak önemli bir imkân sağlamasına rağmen CHP örgütleri tarafından etkili biçimde kullanılamıyor.
“PARTİ İÇİ DEMOKRASİ”
CHP’lilerin parti içi demokrasi algısı da bir ölçüde sorunlu. Parti içi demokrasiden daha çok adayların seçim yöntemi anlaşılıyor. Siyaset formüle etme ya da siyasal süreçlerin katılıma açık olma düzeyine çok da önem verilmiyor. Özetle CHP’lilerin bakış açısından parti içi demokrasinin varlığı adayların önseçimle belirlenmesiyle eşitleniyor. Bu nedenle adayların önseçimle belirlendiği illerde CHP liderliğine Kemal Kılıçdaroğlu’nun yükselmesiyle parti içi demokrasinin güçlendiği vurgulanıyor. Adayların genel merkez tarafından belirlendiği illerde ise CHP’de parti içi demokrasinin olmadığı görüşü gündeme geliyor.
“ALEVİLERİN PARTİSİ Mİ?”
CHP’lilerle yapılan görüşmelerde partinin örgütsel zayıflığıyla ilgili iki açıklama gündeme geliyor. Bu açıklamalardan ilkini kültürel çatışma tezi olarak nitelemek mümkün. Bu açıklamaya göre geniş seçmen çoğunluğu CHP’yi seküler insanların partisi ya da Alevilerin partisi olarak görüyor. Bu kişiler kendileri için böyle bir özdeşleşme geçerli olmadığı için de partiye katılmıyor ve destek vermiyorlar. Türkiye’nin büyük bir kültür kavgasına sahne olduğu görüşünden hareket eden bu açıklama kimlik siyasetinin etkileri nedeniyle CHP’nin yeni kesimlere nüfuz edemediğini gündeme getiriyor. İkinci açıklama ise AKP’nin uzun iktidar döneminde yapılan sosyal yardımların CHP’nin örgütlenmesini geliştirmesine engel olduğu tezi. Bu teze göre büyük bir seçmen kesimi AKP’nin sosyal yardım imkânlarından mahrum kalmamak için CHP’ye katılmıyor.
Özetle bu iki tez de CHP için örgütlenebilecek seçmen kesimlerinin aslında çok dar olduğu varsayımından hareket ediyor. Bu iki tezin bir diğer ortak özelliği ise CHP’nin örgütsel sorununun kaynağını dışsal faktörlerde görmeleri. Yani CHP üyelerinin ya da liderliğinin tercihlerinden bağımsız olarak CHP’nin dışındaki birtakım nedenlerin etkili bir örgütlenme oluşturulmasına engel olduğu iddia ediliyor. Ancak bu yaklaşımlar sosyal demokrat iddianın özüyle karşıtlık içeriyor. Sosyal demokrasi siyaseti önemsemeyi ve örgütsel imkânları kullanarak toplumu ikna etmeyi öngörüyor. Özetle yukarıda vurgulanan her iki tez de CHP için yanlış bir teşhis içerdiğinden hastalığın tedavisi de mümkün olmuyor.
“ÜMİT VAR MI?”
Sonuç olarak CHP için örgütsel yenilenme en önemli mesele olarak orta yerde duruyor. Ancak parti içinde yürütülen tartışmalara bakınca bu yenilenme için çok da ümitli olmak mümkün görünmüyor.

Etiketler :
POPÜLER FOTO GALERİLER
SON DAKİKA HABERLERİ
İLGİLİ HABERLER
SON DAKİKA