SON DAKİKA

Haberertesi

CHP’NİN SEÇİM BİLDİRGESİ

CHP’NİN SEÇİM BİLDİRGESİ
Bu haber 01 Ekim 2015 - 12:32 'de eklendi ve 382 views kez görüntülendi.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu Ankara’da düzenlenen tanıtım toplantısında “Önce Türkiye” başlıklı 1 Kasım bildirgesini açıkladı.
KONUŞMASINA GENÇLERE SESLENEREK BAŞLADI
Seçim bildirgesini aklayan Kılıçdaroğlu, sözlerinin başında gençlere seslenerek “bu bildirgeyi sizlere adıyorum” dedi. Kılıçdaroğlu’nun konuşmasından satır başları şöyle.
“1 KASIM SEÇİM BİLDİRGEMİZİ SİZ GENÇLERE ADIYORUM”
– Bu seçim bildirgesini gençlere adıyorum.
– Gençleri yarının umudu olarak görüyorum ama gençler bugünün de ortaklarıdır.
– Onlara sus demeyeceğiz. Sözkonusu vatansa gerisi teferuattır diyen gençlere adıyoruz bu seçim bildirgesini.
– Ali İsmaillere, Özgecanlara adıyoruz.
– Merdiven altlarında kayıt dışı çalışan gençlere adıyoruz. Çöpten kağıt toplayarak ailesini ggeçindiren gençlere adıyoruz.
– Üniversiteyi kazanıp yurt sorunu çözülmeyen gençlere adıyoruz. Teröre kurban verdiğimiz gencecik fidanlarımıza adıyoruz.
– Soma’da yaşamını yitiren genç maden işçilere adıyoruz bu seçim bildirgesini. Üniversitelerimizde okuyan 6 milyon üniversite öğrencisine adıyoruz bu seçim bildirgesini.
– İşsizlikten bunalan gençlere adıyoruz.
– TOMA’lara biber gazlarına karşın polis barikatlarının önünde elinde karanfille bekleyen kitap okuyan yarattığı mizahla bir diktatöre diz çöktüren gençlere adıyoruz bu seçim bildirgesini.
“ÜVEY EVLAT MUAMELESİ ÇEKTİLER”
Neden gençler? Büyüklerin kabahatlerinin faturasının gençlere ödetildiği için gençler diyoruz. Ve bugün ülkemizin nüfusunun yarısı gençlerden oluşuyor. En ciddi sorun olarak işsizlik duruyor. 13 yıldır iktidar olanlar gençlerin hangi sorununu çözdüler? Üvey evlat muamelesi çektiler. Gence sen sus senin konuşma hakkın yok dediler. Oysa o babalarından daha iyi yetişmişti. Daha iyi sorguluyordu. O nedenle biz gençleri baş tacı yapacağız. Gençleri bu ülkenin umudu olmanın yanında ortağı yapacağız.
Genç erkeklerde işsizlik oranı yüzde 18,9, genç kadınlarda yüzde 22,6. 6 milyon 62 bin üniversite öğrencilerinden söz ettim. Mevcut yurtlar yüzde 10’nunu bile karşılayamıyor. Yüzde 90’ının nerede barındığını iktidar bile bilmez. Adım bile atmadılar
“BİZ GENÇLERİ BAŞ TACI YAPACAĞIZ”
Oysa gençlik, genç potansiyelimiz bu ülkenin en büyük üstünlüğü. 2035’e kadar bu üstünlüğümüz devam edecek. Sonra Türkiye yaşlılar grubuna girecek. Onlar gençleri göz ardı ettiler, biz gençleri baş tacı yapacağız.
“GENÇLERİ OLAĞAN ŞÜPHELİ SIFATINDAN ÇIKARACAĞIZ”
Bir süreç başladı. 12 Eylül hukukuyla başladı. Gençler olağan şüpheli olarak görünüyorlar. Bakın gençlerle ilgili maddeye orada da aynısı var. Gençleri olağan şüpheli sıfatından çıkaracağız. Onları olağan şüpheli olarak değil onları olağan yurtsever olarak göreceğiz.
Gençlerden ne bekliyoruz? Beklediğim bir şey var. İster burada, ister sokakta caddede, ister işyerinde olan bütün gençlere sesleniyorum. Görülmeyen gençler var, merdiven altı atölyelerde çalışanlar, çöplerden kağıt toplayanlar var, yeraltında yüzlerce metre çalışan alın teri döken işçiler. Bu gençler var.
“SİYASETİ DİNOZORLARDAN TEMİZLEYİN”
Bir gördüğümüz gençler var. Üniversite gençleri. O zaman yapmamız gereken şu. Biz bu gençlerden ne bekliyoruz? Sizlerden istediğim sadece bir şey var. Siyasete ilgi gösterin. Siyaseti dinozorlardan temizleyin. Siyasette aktif olarak yer alın.
Eğer sizler siyasete girerseniz emin olun Türkiye’de bugün yaşananların hiçbiri olmazdı. Ülkeye barışı sizler getirirdiniz.
Yüzde 10 gençlik kotası getirdik. Oran az diyorsanız önümüzde kurultay var. Gelin kurultaya oranı yükseltin ben size destek vereceğim. Siyasete girin aktif unsur olarak öne çıkın diyorum. Biliyorum içinizden şunu söylüyorsunuz. “Su başlarını devlet tutmuş nasıl gireceğiz? Babamız amcamız bize izin vermiyor siyaset yapalım.”
“SİZDEN SADECE SİYASETE GİRMENİZİ İSTİYORUM”
Mücadele ruhunuzu kaybetmeyin, kesinlikle başaracaksınız.
Peki biz size ne vaat ediyoruz? Sizden sadece siyasete girmenizi istiyorum. Zaman zaman şikayet ediyordunuz, partiye üye olmak istiyoruz ama kabul etmiyorlar. Hiçbir partinin yapmadığını yaptım. Buradan bütün gençlere sesleniyorum. CHP’nin internet sitesine girin internet üzerinden partiye üye olun. Hiçbir engel yok önünüzde siyaset için.
“ANNEYE BABAYA ASLA YÜK OLMAYACAKSINIZ”
Biz size ne vaat ediyoruz? En büyük sorun işsizlik miydi, evet. Üniversiteyi bitiren işsiz, liseyi bitiren işsiz. İşsizlik diz boyu. Düşündük taşındık. İşsizlik sadece bugünün değil geleceğin de sorunu ve çözmemiz gerekiyor. O zaman dedik ki iş garantili eğitim yapacağız. Bütün organize sanayi bölgelerinde yatılı meslek liseleri olacak. Anneye babaya asla yük olmayacaksınız. Üçüncü sınıftan itibaren fabrikalarda staj yapacaksınız. Mezun olduğunuz gün işiniz hazır. Bütün anne babalara sesleniyorum. Oğlunuzu meslek lisesine gönderdiniz işsiz. Ama bizim getireceğimiz düzende oğlunuz kızınız asla işsiz olmayacak, asla.
“TAŞERON İŞÇİLERİN TAMAMI KADRO ALACAK”
800 bin taşeron işçi var. Bunların yüzde 80’i genç. İş güvenceleri yok. Ömür boyu asgari ücrete mahkum. Geçen seçim bildirgesinde de söylemiştim. Sözümün kapı gibi arkasındayım. Taşeron işçilerin tamamı kadro alacak. Sendikalı olacak.
“ASGARİ ÜCRET CHP İKTİDARINDA NET 1500 LİRA OLACAK”
Yine işçilerin yüzde 80’i asgari ücretle çalışıyor. Şu anda mevcut asgari ücretle çalışanların yüzde 80’i genç. 1054 liraya çalışıyorlar, aldıkları para bu. Söz verdim, sevgili gençler size sözüm söz. Asgari ücret CHP iktidarında net 1500 lira olacak. Bunun yeterli olmadığını ben de biliyorum. Ama bir adım atıyoruz. Mali disiplini bozmadan bu işi çözeceğiz. Herkes rahat yaşayacak, bir nefes alacak. Bin liradan 1500 liraya çıkması rahat nefes almanızı sağlayacak.
“İŞ BULDUKTAN SONRA PARAYI SİZDEN İSTEYECEĞİZ”
Burada bitmiyor, daha devamı var. Üniversitede okurken öğrenim için kredi alıyor. Mezun olunca devlet yakasına yapışıyor. Borcunu öde… İyi de işi yok. İcraya veriyor. Sevgili gençler CHP iktidarında iş buluncaya kadar bu borçların tahsili engellenecek. İş bulduktan sonra parayı sizden isteyeceğiz, faizler de silinecek.
“CHP İKTİDARINDA BÜTÜN MEYDANLAR SİZİN OLACAK”
Ve sevgili gençler, bir ülkede diktatöre diz çöktüren sevgili gençler sizinle gurur duyuyoruz. CHP iktidarında bütün meydanlar sizin olacak. Meydanlarda özgürce gezeceksiniz. Biber gazı CHP iktidarında olmayacak. Çünkü biz düşünceden korkmuyoruz. Yasaklar, yasaklar da kalkacak. Gençler özgür bir ülkede olmanın havasını teneffüs edecekler.
Az önce söyledim. 6 milyon 62 bin üniversite öğrencimiz var. Sadece yüzde 10’u yurtlarda kalabiliyor. Sadece gençlere değil, çocuklarını üniversiteye gönderen bütün anne babalara söylüyorum. 13 yıldır çözemediler bu sorunu. Sözüm söz 1 yıl içinde hiçbir üniversite öğrencisi benim yurdum yoktur demeyecektir, herkesin yurtta yeri olacaktır. Yurtlar öyle koğuş sistemine göre de değil. birer ikişer kişilik odalar. İnternet erişimi olacak ve dolayısıyla her anne baba benim oğlum kızım güvenli bir ortamda okuyor diyecek.
PASSOLİG VAADİ: “SÖZ KALDIRACAĞIM BU BELAYI”
Ve önemli bir uygulama. Gençler maça gitmek istiyor. Passolig nedeniyle maça gidemiyorlar. Söz kaldıracağım bu belayı. Özgürce maçlara geleceksiniz. Niye getirdiler? Efendim slogan atılıyor da beyefendiler rahatsız oluyorlar. İyi de o sloganlar boşuna atılmıyor ki orada, bir nedeni var. Sormuyor nedenini. Passolig’i kaldıracağız herkes özgürce maça gidebilecek, istediği sloganı da atabilecek.
“YÖK BELASINI KALDIRACAĞIZ”
Üniversite öğrencileri, mezun oluyorsunuz, kaymakam, vali oluyorsunuz. Polis oluyorsunuz, doktor oluyorsunuz. Ama üniversitedeyken sizi yönetimin dışında tutuyorlar. Biz YÖK belasını kaldıracağız ve öğrencilere üniversite yönetiminde söz ve karar imkanı sağlayacağız. Sizin söz hakkınız olacak.
Mevsimlik tarım işçileri hepsi sigortasız çalışıyor, tamamının sosyal güvencesini sağlayacağız.
“SON SINIF ÖĞRENCİLERİNE LİSEKART GETİRECEĞİZ”
Lisekart. Aile sigortası kapsamında lise öğrencileri, son sınıf öğrencilerine lisekart getireceğiz, tamamını sosyal devlet karşılayacağız.
“İKİNCİ ÖĞRETİM HARÇLARINI KALDIRACAĞIZ”
Ve atama bekleyen öğretmenler. İkinci öğrenimde harçlarınız var onları da kaldıracağız. Eğitimi parasız yapacağız. Göreceksiniz gençler için düşündüğümüz her şey aslında ülkenin geleceği için düşündüklerimizdir. Sizin için aldığımız her karar ülkemizin geleceği için alınmış bir karardır.
“BİRİSİ GELİP SİZE, “İNANÇ ÜZERİNDEN SİYASET” YAPARSA BİLİN Kİ…”
Ve gençler sakın tuzağa düşmeyin. İster üniversitede, ister meydanda, ister caddede eğer birisi gelip size, “inanç üzerinden siyaset” yaparsa bilin ki o bu ülkeye en büyük ihaneti yapan insandır. Yine birisi gelir “etnik kimlik üzerinden” siyaset yaparsa o kendi ülkesini seven birisi değildir. Ayrıştırıcıdır bölücüdür.
Ve bir başka konu. Yaşam tarzı. Herkesin yaşam tarzına saygılı olacağız. Herkesin inancına saygılı olacağız. Bunları siyasette kullanılan araçlar olmaktan çıkaracağız. Etnik kimlik üzerinden, inanç üzerinden, yaşam tarzı üzerinden siyaset. Bunları kabul etmeyin. Ülkenin dünya kadar sorunu var. Onlara odaklanın. Ama şunu unutmayın, herhangi bir yurttaşımız inancı dolayısıyla ötekileştiriliyorsa onun sorununu çözeceğiz. Etnik kimliğinden ötürü ötekileştiriliyorsa eşit yurttaşlığı savunuyoruz diyeceğiz.
Daha önce bu salonda 19 nisan 2015’te “yaşanacak bir Türkiye” adıyla seçim bildirgemizi açıklamıştık. Bunu açıkladıktan sonra yurtiçi ve yurtdışında ciddi yankıları oldu. CHP’nin ürettiği politikalarının çok önemli olduğu, tutarlılığı pek çok çevre tarafından vurgulandı. Çünkü seçim bildirgesiyle biz, var olan sorunları çözmeye yönelik ciddi öneriler üretmiştik.
“HEMEN HEMEN BÜTÜN SİYASİ PARTİLER ÖRNEK ALDILAR”
Bizim seçim bildirgemizi hemen hemen bütün siyasi partiler örnek aldılar. Bunu da alacaklar göreceksiniz. Örnek aldılar diye üzülmüyoruz, tam tersine mutluluk duyuyoruz. Bu şunu gösteriyor demek ki ülkenin sorunlarını en iyi analiz en iyi çözüm üreten parti CHP’dir. Demek ki devlet yönetiminde en iyi kadrolar CHP’de var. İktidar olduğumuzda diyorlar ya CHP’nin kadroları var mı, evet CHP’nin kadroları var. Eğer bu seçim bildirgesini diğer partiler bizi örnek alıyorlarsa, bundan gurur duyuyoruz.
“HER KURUŞUN HESABINI YAPTIK”
Ve biz ayrıca sadece üreten değil hakça bölüşen bir stratejiyi de izledik. Bir şey daha politikamızı açıkladık önce “kaynak nerede nerede” diye sordular. Onlar da baktılar ki kaynak var, “en iyisi biz alalım biraz değiştirip bunu uygulamaya koyalım” dediler. Seçim bildirgelerimizin ne kadar büyük bir ciddiyetle hazırlandığını gösteriyor bu. Her kuruşun hesabını yaptık. Uygulanması mümkün olmayan bir projeyi asla gündeme getirmedik.
“NEDİR O BEŞ TEMEL SORUN?”
Bir ilki daha başardık. Dedik ki ülkenin beş temel sorununa çözüm üretmemiz gerekiyor. Nedir o beş temel sorun?
Bir, Türkiye’de demokrasinin hukukun üstünlüğü. İki, ekonomi. 13 yılda buraya getirdiler. Üç, dış politika. Dört, eğitim, ve beş toplumsal barışımız yani Kürt sorunu. Şimdi buradan diğer siyasetçilere sormak istiyorum. Bizim dışımızda, Türkiye’nin beş temel sorununu dillendiren başka bir siyasi parti var mı? Herkes bir ucundan tutuyor. Oysa sorunu bileceksiniz. Neden bizim seçim bildirgelerimiz örnek alınıyor? Çünkü bunları yapacak kadroları yok, bilgileri yok, birikimleri yok. Bilgi birikim ve kadro sadece ve sadece CHP’de var.
Hukukun üstünlüğü… Eğer siz 12 Eylül darbe hukukunu değiştirmezseniz hangi demokrasiden söz edeceksiniz? Darbe hukukunu tahkim ederseniz hangi demokrasiden söz edeceksiniz? Yargı bağımsızlığının olmadığı ülkede demokrasiden mi söz edeceğiz? Bir kişi konuştuğu zaman bütün savcıların harekete geçtiği ortamda demokrasiden mi söz edeceksiniz? Lise öğrencilerinin hapse atıldığı ülkede demokrasiden mi söz edeceksiniz?
“YÜZDE 10 SEÇİM BARAJINI KALDIRACAĞIZ”
“Ben anayasaya uymuyorum, anayasayı bana uydurun” denilen bir ülkede demokrasiden mi söz edeceksiniz? Yasama yargı ve yürütme organlarının, güçler ayrılığı ilkesini getireceğiz. Yüzde 10 seçim barajını kaldıracağız, YÖK’e tamamen sona erdireceğiz. Anayasayı değiştireceğiz. Eşit yurttaşlığı getireceğiz. Hiç kimse etnik kimliğinden ötürü ötekiyim diye düşünmeyecek. Siyasi ahlak yasası getireceğiz. Her kuruşun hesabını siyasetçi vermek zorundadır.
“KESİN HESAP KOMİSYONUNU KURACAĞIZ”
Ödenen vergiyi vatandaş ödüyor. Gençlerimiz de ödüyor, otobüse binerken vergi ödüyorlar. Vergi ödüyorsam, verginin nerelere harcandığının hesabını vermek zorunda. Kesin hesap komisyonunu kuracağız.
“CUMHURBAŞKANI, BAŞBAKANDAN GİZLİ ÖRTÜLÜ ÖDENEĞİ NASIL KULLANACAK?”
İki örtülü ödenek kullanan makam var. Biri cumhurbaşkanlığı, biri başbakan. Cumhurbaşkanı, başbakandan gizli örtülü ödeneği nasıl kullanacak? Ne için kullanacak? Aklınız kabul ediyorsa bir sorun yok. Ya böyle bir şey olmaz diyorsanız elinizi vicdanınıza
“TAMAMINI ÇÖP SEPETİNE ATACAĞIZ”
Bu garabete beraber son vereceğiz. Can ve mal güvenliğinin olmadığı bir yerde üretim olmaz. Demokrasinin olmadığı bir yerde üretim olmaz. İş adamının elinde vergi sopasıyla üretim olmaz. Makul şüpheyle iş adamını, öğrenciyi, genci içeri atacaksın. Dosyaya gizlilik kararı koyacaksın, avukat savunamayacak. Kaldıracağız bunları. Tamamını çöp sepetine atacağız.
Benim insanım neden üçüncü sınıf demokrasiye layık olsun? Neden bu ülkenin insanları düşüncelerini özgürce dile getirmesinler? Düşünceyi kabul eder etmeyiz, ama mutlaka birinci sınıf demokrasiyi getireceğiz.
“BU SEÇİMLERDE CHP’YE OY VERMEK ZORUNDASINIZ”
Ayrıca eğer Türkiye bölgesinde ve dünyada saygınlık kazanmak istiyorsa birinci sınıf demokrasiyi getirmek zorundadır. Yabancı sermaye Türkiye’den kaçıyor. Neden? Mal güvenliğimiz yok. Hatta bazı Türk işadamları şirketlerinin merkezlerini yabancı ülkeye taşıdılar. Buradan iş dünyasına da sesleniyorum. Bu seçimlerde CHP’ye oy vermek zorundasınız. Üretmek istiyorsanız, çalışmak istiyorsanız, düşüncelerinizi özgürce dile getirmek istiyorsanız oy vermek zorundasınız. Ha vermeseniz ne olur? Bize bir şey olmaz, biz maaşımızı alırız. Nasıl olsa vergiyi sen ödüyorsun, dert senin derdin olacak. O derdi çözmek istiyorsan, demokrasi istiyorsan CHP iktidarında CHP’yi açık yüreklilikle açık net eleştirme özgürlüğüne kavuşmak istiyorsan oyunu CHP’ye vereceksin.
“SURİYE POLİTİKASININ YANLIŞLIĞINI ANLATAN BİR MEKTUBU 24 AĞUSTOS 2012’DE DÖNEMİN BAŞBAKANINA GÖNDERDİM”
Suriye konusu… İki milyonu aşkın mültecimiz var, onlara bakıyoruz. Suriye’de barışı inşa ettikten sonra, Suriyeli kardeşlerimizi göndereceğiz. Bunu hemen çarpıttılar. Evet göndereceğiz, Suriye’de barışı sağlayacağız. Suriye’de de Ortadoğu’da da barışı sağlayacağız. Yurtta sulh, cihanda sulh. Kural budur. Suriye politikasının yanlışlığını anlatan bir mektubu 24 ağustos 2012’de dönemin başbakanına gönderdim.
“BUGÜN AĞIR AĞIR DÖNÜŞ YAPMAYA ÇALIŞIYORLAR”
Bize dediler ki “hayır biz bildiğimizi okuruz.” Bugün ağır ağır dönüş yapmaya çalışıyorlar. Sanki beylerin gücü yetkisi var da bunu yapacaklar. Şimdi onu kaybettiniz, trenden ayrıldı Türkiye. Kuzey Irak dışında hiçbir yere mal satamıyoruz. Böyle bir dış politika olabilir mi? Herkesle kavgalı bir Türkiye. Herkesin içişine
“ONLARIN İÇİŞLERİNE DOĞRUDAN MÜDAHALEYİ ASLA KABUL ETMİYORUZ”
Sana ne Mısır’dan kardeşim sana ne. Biz demokrasiyi savunalım, kim baskı yapıyorsa eleştirelim. Ama onların içişlerine doğrudan müdahaleyi asla kabul etmiyoruz. Doğru değil. sözde biz oyun kurucu olacaktık, hadi buyur git bakayım Ortadoğu’ya. Beş ülkede büyükelçimiz yok. Cumhuriyet tarihinde bir ilktir. Biz gönderiyoruz, onlar almıyorlar. Türkiye’yi bu hale soktular. Ürettiğimiz ürünleri satamıyoruz.
“Yurtta sulh cihanda sulh” Atatürk’ün sözü. Ömrünün büyük kısmı savaş meydanlarında geçmiştir. Savaş ve savaşın getirdiği acımasızlığı en iyi bilen kişi odur. O savaşın yarattığı atmosferi çok iyi bildiği için yurtta barış dünyada barış demiştir. Ama şimdi bu sözcüğün içi bile boşaltılmaya başlandı. Avrupa Birliği, tamamen unuttuk. Yurtdışındaydım, Strazburg ve Brüksel’de yetkililerle görüştük. Bizim taşıdığımız bütün kaygıları onlar da taşıyorlar.
Biz espri için de soruyoruz ya “ne olacak bu memleketin hali” diye, inanın onlar da soruyorlar. Şimdi ağır ağır U dönüşü başladı. AB yetkililerine şunu söyledim, “Türkiye 2 milyon mülteciyi alarak görevini yaptı. Ama siz sesinizi kestiniz, Türkiye’yi sadece alkışladınız. ne zaman ki mülteciler Avrupa kapılarına dayandı, o zaman bağırmaya başladınız. Suriye’de kan akarken siz de ses çıkarmıyordunuz. Şimdi mülteciler geldiler, aman önlem alın.”
Sordular nasıl çözülür? “Önce iç savaş bitecek” dedim, “sonra yıkılan kentlerin tekrar yapılması lazım. Sonra Suriyeliler kendi ülkelerine dönerler” dedim. Ve şu cümleyle bitirdim “mülteci sorunu Türkiye sorunu değil artık Avrupa dünya sorununa dönüşmüştür” neden? Nedeni sizsiniz dedim.
“CHP İKTİDARININ İLK YÜZ GÜNÜNDE NE YAPACAĞIZ?”
Emeklilere Ramazan ve Kurban Bayramlarında birer maaş ikramiye verilmesine dönük düzenleme yapılacak
Aile Sigortası Kanunu TBMM’den çıkacak. Hiçbir ailenin geliri 720 liradan az olmayacak.
Kamuda taşeron işçiliğe son verilecek, mevcut taşeron işçiler kadroya alınacak.
Kredi kartı ve tüketici kredisi borçlarında faizlerin en az % 80’inin silinmesine dönük düzenleme yapılacak.
Siyasi Ahlak Yasası çıkacak.
TBMM’de Kesin Hesap Komisyonu kurulacak. Siyasiler vatandaştan topladığı her kuruşun hesabını verecekler.
Passolig uygulaması kalkacak. Her gencimiz maçlara istediği gibi girecek.
Üniversite mezunlarının okurken aldıkları kredilerin faizleri silinecek ana para geri ödemesi iş buluncaya kadar ertelenecek.
İLK BİR YILINDA…
Çiftçiye mazot 1 lira 80 kuruşa verilmeye başlanacak.
Asgari ücretin vergisi kalkacak net asgari ücret 1500 Liraya çıkacak.
Esnafın emekli aylığından kesilen Sosyal Güvenlik Destek Primi kaldırılacak.
Yüzde 10 Seçim Barajı kalkacak.
Bir yıl içinde öğrencilerin yurt sorunu çözülecek.
Teşvik sistemi değişecek. Katma değeri yüksek üretimi özendiren sektörel teşvik politikası uygulanacak.
Vergi ve sigorta prim borcu olmayan KOBİ’lerin, ödedikleri vergi ve sigorta primi kadar sıfır faizli krediye erişimini sağlayacak düzenleme çıkarılacak.
Vahidi fiyat uygulamasına son verilecek, orman köylüsü sigortalı işçi statüsüyle çalıştırılacak. Böylece emeklilik hakkı kazanacak.

POPÜLER FOTO GALERİLER
SON DAKİKA HABERLERİ
İLGİLİ HABERLER
SON DAKİKA